Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
KAYIT-I Sinem-4:
Bu yazacağım Sinem-4 değil aslında, 3’ün 2’si.. illa üçün birini isterim diyorsanız ? onu da şurada bulabilirsiniz:
http://xhamster.com/user/GloriousXXX/posts/426368.html
biz devam edelim..
Şehirde bize ait bir gün geçiririz diye çıktığımız yol, Sinem’in de benim de rahat durmamamız nedeniyle daha minibüste günün ilk orgazmıyla, üstüne de sağ el başparmağımın daha benim girmemiş olduğum bir yere girmesiyle garip bir şekil almıştı.. Yolun geri kalanında uslu durduk, 15-20 dk içinde de merkeze indik..
Önce Sinem’in dersane işini halletmeye gittik.. Kayıt yaptılar ama sınavın bugün olmadığını, kayıtlar kapandıktan sonra sınav için haber vereceklerini söylediler.. Sevindim, çünkü öğlene kadar sınav zamanı yazmıştık kafamızda; şimdi bütün bir gün bizimdi… Ben direkt bizim eve gideriz diye düşünürken; her türk kızı gibi Sinem de çok vaktimiz olduğunu, biraz alışveriş yapmak ve özellikle bikini almak istediğini söyledi. Onu o zaman yeni açılmış, hatta şehrin muhtemelen ilk AVM sine bıraktım, işini bitirince beni kız lisesi civarında kışın takıldığım sahipleriyle kanka olduğumuz kafelerin kimi arkadaşlarımın olduğu caddede bulabileceğini söyledim. Öylece ayrıldık..
Tabi yaz ortası olduğu için kendi arkadaşlarımdan bir Allahın kulunu göremedim. Yine de dersane kaydı vs. için o civara gelmiş bir iki tanıdıkla sohbet ederek; yine o civardaki bir müzik mağazasında çalışan bir arkadaşa yalakalık yapıp yeni çıkan CD’lerden sevdiğim bazı şarkıları kasede çektirerek vakit öldürdüm ve çok fazla bekletmeden Sinem’in elinde 2-3 çantayla geldiğini, cadde orasında yürüyerek arandığını (beni) gördüm.. Yanına gittim, merak içerisindeki gözleri beni görünce ışıl ışıl parladı birden (yalan.. yani muhtemelen doğrudur da bizzat görmedim, güneş gözlüğü takıyordu). Dudak-yanak karışık ama kesinlikle ıslak bir öpücük aldım; bir şey içmek isteyip istemediğini sordum. Hafif sarılarak ve bedenini yandan bana yaslayarak kulağıma: “aşkım çok güzel şeyler aldım, bir an evvel giyip sana göstermem lazım, Gima’dan (bilir mirsiniz Gima’yı?) içecek – atıştıracak bir şeyler alalım, hiç oturmadan size gidelim” diye fısıldadı.. Alla’m! Dedim içimden ve dediğini yapıp elde poşetler evin yolunu tuttuk..
Mahalle neredeyse bomboştu. Hiçbir teyze-hanım’a yakalanmadan apartmana girdik; Sinem önce ben arkada bizim kata çıktık; allahım minicik tenisçi eteğiyle aşağıdan nasıl güzel görünüyordu öyle.. daha evin kapısına gelmeden o yorgunluğa rağmen tahrik olmaya başlamıştım.. Evin kapısına geldiğimizde babama küfürler saydırmaya başladım. Tamam, yazın 3 ay yokuz da, siktimin kapısındaki bütün kilitleri 8 defa çevirmesen olmaz mı be amk! Zorlukla attık kendimizi içeri… Neyse..
Aldıklarımızı dolaba yerleştirdim, bu sırada Sinem duşa gireceğini söyledi ve peşinden gelmememi tembihledi.. Fark ettim ki ben de kokuyordum, bari ben de annemlerin banyosunda bir duş alayım dedim, giderken ana banyonun kapsısının deliğinden Sinem’imi dikizlemek için gözümü yanaştırdım; evde elektrikli şofben olduğu ve hazırda sıcak su olmadığından soğuk suyla kütür kütür olduğunu tahmin ettiğim göğüslerini görmeyi umarken, muhtemelen kapının arkasına asılmış bir havlu yüzünden bir bok göremedim ? ve annemlerin odaya devam ettim… duşumu aldım, kendi yatak odama geçtiğimde ana banyodan fön makinesinin sesi geliyordu.. hiç don olayına girmeden penye bir pijama geçirdim altıma; buzdolabından biri esk**en kalmış buz gibi olmak üzere iki bira kaptım; iki bardağa karıştırarak döktüm, bir de cips paketini tas gibi bi zımbırtıya boca edip salona gittim, çektirdiğim taze kasedi esk**en moda olan eşek ölüsü müzik setine taktım, yerime oturdum, aşkımı beklemeye başladım…
O arada Sinem banyodan çıktı.. salona geldi bir havluya sarınmış şekilde.. başdöndürücü görünüyordu.. kıç kadar havlu, memelerinin yarısını ve bacaklarının tamamını açıkta bırakmış; saçları omuzlarından aşağı dökülüyor.. artık nasıl baktıysam gülümsedi: “ sen hiç doymaz mısın asşkım ya!” diye başarısız bir naz denemesinde bulundu, kollarımı açtım oturduğum yerde, gel bakalım işareti yaptım.. “ı-ıh! Şimdi gelmem, aşkıma aldıklarımı giymem lazım” diye kendi etrafında döndü.. bacaklarını kapatamayan havlunun, kıçının da birazını dışarıda bırakmakta olduğu anlaşıldı ? arkası bana dönük havlusunu açtı.. bir dansçı gibi havada yarım tur dönerek bana açılış şovunu tamamladı.. İnsanın nefesini kesen bir görüntüydü karşımdaki.. bilmediğim bir şey değildi aslında ama her defasında ilk kez görüyormuş gibi heyecanlandırıyordu beni.. tam yerimden kalkma hamlesi yapıyordum ki “dur!” dedi.. “gelme.. sen biranı iç.. bekle.. ben geleceğim..” Sonra direkt arkaya gidecekken vazgeçti, döndü yanıma geldi.. bardağından bir büyük yudum bira aldı, sesli yutkundu.. elimdeki sigaradan bir fırt çekti.. cipsten bir tanesini ağzına attı.. üzerime eğildi.. cipsin yarısı dışarıda şekilde dudaklarıma yaklaştı.. hem beni hem iki ağza paylaştırdığı cipsi çiğnedi kısa bir süre.. paralize olmuş gibiydim, “dur” demişti ya, o andan itibaren tek bir hareket yapamadım resmen, uyuştum sanki.. gülümsedi gözlerimin içine.. Sonra kalktı, arka odaya doğru uzaklaştı…
Arka odada poşetler hışırdadı, paketler yırtıldı.. Bir yandan da sesi uzaktan gelerek anlatmaya başladı.. “Benim bikinilerimi biliyorsun aşkım” dedi.. “Üç tip bikini üstü vardır ve ben genelde en kapalı ve orta kapalı olandan alırım.. zaten göğüslerim büyük olduğundan biri normal biri de açık olur ben takınca; ama düşündüm, zaten bir aydır sadece aşkımla denizin ortasında giyiyorum, onu da fazla giydiğim söylenemez” sesi yaklaşıyordu sanki, veya ben aşırı konsantre olduğumdan daha iyi duyuyordum… “o yüzden dedim ki kendime: Sinem, eğer o çok açık ve seksi üçgen bikinileri giyeceksen, o sene bu sene olmalı.. ve gittim bir tane üçgen aldım” bu sırada sesi artı gerçekten yaklaşıyordu.. “bakalım aşkım beğenecek mi” diyerek girdi salona..
Beynim sıvı olsa burnumdan aşağı akardı herhalde o an.. En ablak halimle bakakaldım.. Ben o güne kadar “en güzel bikini, çıkarılıp kenara konmuş olandır” kuralına inanmıştım ama bunlar bambaşkaydı yav.. haftalardır güneşi her tarafına kesintisiz alan bir ten.. sütun gibi bacaklar.. tam birleştikleri yerde olabildiğince küçük ve sadece pornografik bölgeyi kapatan lacivert bir slip.. üstünde kısmen eski altın beyaz/pembe kaşırık çizgisi… neredeyse gram yağ olmayan taze bir göbek.. sararmış kısacık parlayan tüyler.. sonra kocaman ama dimdik ve dışarı da taşmamış göğüsleri, ortalarında yine lacivert iki üçgen… altın da üstün de ipleri beyaz.. sonra arkasını döndü.. bu bambaşka bir seyir zevki.. taş gibi bir popo.. bikin aslında o kadar açık değil ama hafif içeri itelenmiş ? sırtı yine güneşten fazlasıyla almış hakkını, tam ortada da aşağıya doğru sanki yolu işaret eden fosforlu ama belli belirsiz sapsarı tüyleri… “Beğendin mi?” diye sormadı, gerek yoktu zaten, “Windows faced to a problem and has to shot down” modunda bakıyordum.. “Bu bikinim.. şimdi de aşkımın sürprizi” diyerek yine arkaya gitti..
Döndüğünde saçlarını iki yandan göğüslerinin üstüne indirmiş, çünkü üstte bir şey yok.. Altında ise “yavruağzı bir şey yok”.. Yani bir renk var, oradan giydiği şeyin yavruağzı olduğunu anlıyoruz ama, sanki aynı zamanda hiçbir şey yok da gibi.. bişey giymemiş de pastel kalemle renk çizmiş gibi ? artık buna nasıl baktıysam, içinden “ tamam, beyni yandı salağımın!” diye düşünmüş olmalı ki hiçbirşey sormadan yanıma geldi.. kucağıma ata biner gibi oturdu.. elimdeki birayı sehpaya koydu, sigaramdan bir fırt çekip söndürdü.. boynuma eğilip göğüslerini vücuduma dayayıp beni “yemeye” başladı, tıpkı ilk akşamlar benim ona yaptığım gibi… Sabah sabah içtiğim biradan mıdır nedir, uyuştum sanki bir anda.. ellerimi zorlukla kalçalarına atıp ben de onun boynuna, mis gibi kokan saçlarının arasından ulaştım, kıvır kıvır saçların arasından vücuduna geçmiş su damlalarını teker teker öpmeye başladım.. oradan çenesine geçtim, kafasını arkaya kaldırdı.. iki göğsünün arasında doğru inmeye başladım öperek.. kollarıyla beni kendine çekmeye başladı boğmak ister gibi.. bu sırada altta benim ufaklık artık büyüklük olma yolundaydı… Kendimi zorlayarak “ annemlerin yatağına gidelim mi aşkım?” dedim.. “hadi” dedi sanki sormamı bekler gibi..
Birbirimize dayanarak, birbirimizi duvardan duvara vurup ufak taarruzlar yaparak, yaklaşık 10 dakikada falan gittik 20-25 metre yolu.. sonunda odaya vardık, önce o girdi, geri geri giderken beni kendisiyle birlikte çekti.. yatağa varınca birlikte devrildik üstüne… tam hayal ettiğim gibiydi.. sevgilimin güneşte yanmış teni, bembeyaz çarşafın içine gömülmüş.. üstünde ben.. Dudaklarına tıpkı onun beni öpmesi gibi iştahla yapıştım bu defa.. bacaklarını hafif araladım, araya sızdım… bir yandan boynunu kulak memesini öperken, aşağıda da artık son şeklini almış, ereksiyon sınırlarını zorlamakta olan erkekliğimle o varla yok arası tangamsı şeyin ve pijamamın üstünden aşkımın ıslaklığına bastırmaya başladım… Sinem de elini ikimizin göbekleri arasından soktu, sonra pijamamın içine girdi, sertliği kavradı; memnun olmuş olmalı ki eliyle pijamamın dışına sıyırdı ufaklığı, sonra bir ayağını pijamamın kenarına taktı, çekiştirerek dizime kadar indirdi sanki tek kumaş yeter” der gibiydi.. Çok aktifti ve çok da hoşuma gidiyordu bu davranışı.. hemen biraz daha aşağıya kaydım; bu defa göğüsleri çenemde dilimde burnumda yüzümde (eşek kadar olunca doğal olarak her yerimde yani) bu sırada kemik gibi skim yerine en alt kaburga kemiğimle bastırdım ıslağına.. farkı fark etmediğine emindim Sinem’imin ?
Skimi yatağa ritmik hareketlerle bastırarak o seviyede kalmaya çalışıyordum.. biraz daha gittim, göbeğindeki tüyleri neredeyse teker teker selamlayarak indim aşağı.. Sinem elleriyle başımı aşağı bastırıyordu, bir an evvel hedefime gitmemi istiyordu sanırım.. nazlanmadım tabiî ki.. yavruağzı şeyi altımdaki yavrunun bedeninden aşağı çekerken eşzamanlı olarak ben de aşağı kaydım, aşkımın bir bacağını yukarı kırmasından mesajı alarak tangamsıyı bacağından sıyırdım attım, diğer bacağını da biraz aralamasıyla daldım sıcaklığına..
Çok güzel görünüyordu bembeyaz tenin bir anda pembeleşmesi, sonra kabarması.. sonra ikiye ayrılması.. açıklık başlar başlamaz bu defa kıpkırmızı olmuş hatta morarmış bir tepenin kalp gibi atması, sonra ondan aşağıya doğru tekrar ikiye ayrılma ve her dil hareketinde sevgilimi titreten giriş bölgesi… dilime dudağımla dişimle, herşeyimle saldırdım, bir anda kasılarak bacaklarını kapattı, kulaklarım duymaz oldu ama sanırım yine yaradanıyla bir diyalog haline geçti.. o kapatınca ben daha da kuvvetli bastırdım n’aapıp edip burnum dudaklarım ve çenem şeklinde heryerinden deli zevk aldığı 5-6 santimlik bölgeye sığdım.. Sonra bacaklarını dizlerinin içinden tutup zorla iki yana açtım önüme açılan çiçeği önce zevkle seyrettim biraz.. Bu sırada Sinem devam etmem konusunda resmen tersleyerek emir verdi, kafamı aşağı bastırdı.. “Tamam yav, alla alla!” diyerek gömdüm kafamı yeniden…
Yaklaşık bi 5 dk falan bu şekilde devam ettim.. bacaklarını iyice karnına yapıştırdım, iki yana açarak yapıştırınca sevgilimin bütün delikleri dilimin ucuna geldi.. o anı şöyle betimlemek doğru olur sanırım: Sinem bir kukla, dilim-çenem-burnum da kuklacının eli.. sanki Sinemi yüzüme takmışım; dilim deliğinin içine dokunduğunda beli havaya kalkıyor; burnum klitorisine sürtünce bir inleme çıkıyor.. çenem pembe arka deliğini zorlayınca elleri başıma yapışıyor saçlarımı sıkıştırıyor.. her hareketime biz haz tepkisi alıyorum… Aldığım her tepkiyle Sinem’den 1.5 metre uzaktaki aletim kendince kasılıyor, titriyor, zirveye doğru koşuyorum yani… tabi bunda asıl rol sürekli skimi sürttüğüm pikenin pütürlü döşemesindeydi..
Sinem’i durduramayacağıma göre (ağzıma sıçar yani o an kessem o da beni keser) kendimi durdurmanın bir yolunu düşündüm, ve buldum veya buldum sandım.. Sinem’i kaldırdım, öperek yatağın baş tarafına çevirdim.. yastığın oraya doğru okşaya okşaya diz üzerinde iteledim.. bu sırada sikim de bacak arasından sürtüyor tabi.. Yatağın başına iyice yaklaşınca omuzlarından tutup kaldırdım ve duvara dayadım.. hemen ardından da başım bacak arasına girecek şekilde sırtüstü yattım yatağa; dudaklarımla kızın dudakları(!) arasında mesafe kalınca onu da yastığı altıma çekerek hallettim ve eğlence başladı yine..
Sinem bayıldı bu yeni pozisyona, yüzü ve göğüsleri soğuk duvara yapışmış, ben aşağıdan dilimi dudağımı burnumu her şeyimi kullanıyorum, yukarıdan serinlik aşağıdan ateş geliyor, ellerimle de iki yandan göğüslerine uzandığımda pozisyon tamamlandı.. o şekilde koşturmadan yükselmeye başladık ufak ufak.. Neden sonra Sinem kendini hafif arkaya atarak kollarıyla yataktan destek alarak tamamen yüzümün üstüne oturmayı denedi; bu denemesinden aldığı sonuç hoşuna gitti ki sesleri artmaya, nefes alışverişi hızlanmaya başladı.. Ben de iyi durumdayım, sikim dimdik, her an emrime amade. Ama bir yere değmiyor sürtmüyor, başkaca bir uyaran yok, kendi kendine güvey olmuyor yani.. derken sinem önce biraz daha geri kaykıldı, saçları sütunuma çarpmaya başladı, hemen ardından da kendini olduğu gibi üstüme bıraktı ve tam olarak ensesi civarında bir yerdeki kabarıklığa deyince, unuttuğu şeyi hatırladı haspam.. Önce mekik çekme pozisyonu gibi ellerini başının arkasına alarak sıkıca tuttu, sonra bir taraftan sikimi çekiştirip diğer taraftan kafasını çevirerek dudaklarının ucuna getirmeye çalıştı.. kafası 180 derece dönemediği, sikim de çekiştirince araba anteni gibi yarım metre uzamadığı için boşa gitti tabi bu çabala, ya ağzı dudağıma yetişemiyor ya da kukusu benim kapsama alanımdan çıkıyor.. Gülmeyin, kızın 69’dan haberi yok henüz, deneme yanılma, daha çok yanılma halinde…
“Dur” dedim içimden.. “Ben senin derdinin dermanını biliyorum, sadece ben de değil, milyonlarca insan yüzyıllardır biliyor bu kutsal numarayı amk azgın cahili seni ?” bacaklarından tuttum, sola doğru çevirdim, güreşteki çırpma hareketine benzer bir çabuklukla şak diye çevirdim, bir anda duvara domalmış şekilde skimi ağzında kendi amını da benim dudaklarımda bulunca şaşırdı, keşif yapmış gibi sevindi.. “Vay!” Dedi.. “Vay ya!” dedim içimden.. Neyse… boy farkından doğan ve boyunumun tutulması ile neticelenebilecek sürekli stens halime de yastığı yatak başına doğru biraz kaldırıp, sinemin ayaklarını yatak başına dayayarak aştım.. Cuk oturduk birbirimize.. İşte o anki manzarayı tahmin edersiniz… yalanmaktan iki yana menekşe yaprağı gibi açılmış siyah dudaklar, içerisinde gerilince ortaya çıkmış pembe kapalı delik, hemen üzerinde çevresinde 3-5 tüyle daha koyu pembe bir delik daha ve üzerinde başparmağım… Yumuldum aşırı bir iştahla.. Sinem de benimkine tabi.. Bir eliyle skimi sıvazlıyor, bir eli koçtaşlarımı avuçluyor, skimin başı ağzında, çevresinde de dili geziyor..
Bu şekilde biraz devam edip Sinem inlemeye ben de ufaktan kasılmaya başladığımda, artık level atlamanın günü şanına yakışır bir hareket olacağını düşündüm ve başparmağımı 5 dakikadır baskı yapıp yumuşatıp ıslattığı ve zaten ilk darbeyi 2-3 saat önce yemiş bulunan göt deliğine kaydırdım usulca.. hiçbir rahatsızlık belirtisi vermeden, burnundan sesli nefes alarak küçücük ısırdı sikimi… bu sırada kukusunu yalamayı da kesmedim, küçük küçük oynatarak baş parmağımın yaklaşık skimin başı genişliğindeki dibi girene kadar iteledim.. sonra geri çektim, bir seferde yeniden soktum… yine inledi.. geri çektim, işaret parmağımı soktum.. geri çektim ve işaret parmağımla orta parmağımı birlikte soktum bu sefer.. şimdi biraz canı yandı işte ?
Artık ne olacaksa olsun mantığına büründüm, sikimi sokamadığım yere parmağımı sokmaya devam etmek istemedim. “Aşkım” dedim, “içine girmek istiyorum artık”.. bana döndü, küçük masum kız oldu yine; “canımı yakmazsın dimi?” dedi.. Sevinçten mi, duygusallaştım diye mi bilmiyorum ama ağlamak üzereydim..
İnsan bilmediği şeyden korkar ya, kafasında uzun süre düşünüp korkup vazgeçmesinden önce götüne girmem lazımdı.. O yüzden hemen bozdum 69’u.. yatak başı ve duvar karşımına sevgilimin onlara domalışını bozmamaya dikkat ederek sırtımla tırmandım.. Hemen aşkımın belinden tuttum.. biraz ileri itip kendime yer açtım.. Bu sırada teskin ve cesaretinden dolayı takdir edici kim şükürler de içeren saçma sapan cümle denemelerinde de bulunuyordum ama tam hatırlamıyorum şimdi ne dediğimi..
Önceki sınırlı deneyimimden, bu işin alıştıra alıştıra yapılmasının pek mümkün olmadığını biliyordum (aslında daha çok başkalarının deneyimlerinden duyuyordum desem daha doğru olur) hem zaten bir alıştırma lazımsa eğer, bunu son 15 dakikadır ben yapmamışsam kimse yapmamıştır.. Gerçekten de ideal andaydık.. Skim zaten ta koçtaş şubelerinin ucuna kadar Sinem tükürüğüne bulanmıştı. Sinemin götü de hem yaklaşık eşit kalınlığa açılmıştı ve benim vücud sıvıma bulanmıştı.. Hiç gevelemeden, bir elimle belinden tutup aşağı bastırdım, Sinem tam bir bend-over haline gelir gelmez, ilk halinden biraz daha açık durumdaki götüne dayayıp aynı anda Sinemi kendime çekerek “saldım içeri kobrayı” (hahaha! Ulan hep şu cümleyi kurmayı istemişimdir..)
-AŞKIMMM! NAAPTIN!!! diye gerçek bir çığlık attı Sinem ve öncekilerin çığlık mığlık olmadığını, çığlıklarla orgazm olduğunu sandığım anların miyavlamadan öteye geçmediğini de ispatladı bana…
-Ne? Nasıl? Ya işte! Faşan gibi bir şeyler gevelerken… içimden de “hay amk çok mu acıdı acaba, yavaş mı girseydim?” diye kendimle kavga ederken:
-AŞKIM AMA ARKAMA SOKTUN?!? diye şarladı…
O an yaklaşık 0,69 saniyede kafamdan 6-7 a4 sayfası dolduracak kadar düşünce geçmiştir.. bir yandan kafamda flashback yapıp “ben ne dedim o ne dedi” diğer yandan duyduğum şeyi gerçekten duymuş olduğum mu yoksa götümden mi uydurduğum, neyi yanlış anlamış olabileceğim.. yiğitliğe bok sürmeden bir cevap üretme çabası vs.vs.vs. takdir edersiniz ki beyin de o sırada fazla kan almıyor kalpten…
Anladım ki ben Sinem’e “içine girmek istiyorum artık” dediğimde o bunu bekaretini almak istemem şeklinde yorumlamış ve o anın gazıyla ciddi ciddi kızlığını bana vermeye hazırmış-ki evet demiş.. Bense kastettiğim soruya olumlu cevap almanın coşkusuyla daha ötesini düşünmemişim bile (o kadar salağım).
– Bebeğm.. eee.. önce bunu yapsam diye düşündüm.. canın acıdı mı bitanem.. dur hemen çıkartıp amına sokarım (demedim tabi bunu).. falan şeklinde gevelerken, bir anda noolduysa beynim son gücüyle çok da kral bir cümle kurdu: “Onu yaparken gözlerine bakmak istiyorum!”
Sinem bana döndü.. “Seni çok seviyorum erkeğim!” dedi.. erkeğim kısmı pek yakışmadı ama bütünü çok güzeldi cümlenin.. Bu arada hâla içindeydim, ereksiyonum hafif sekteye uğramıştı ama hala sımsıkı sarılıyordu çevresi.. bir de atış vardı, sanırım kalbine kadar sokmuştum ? şaka tabi ama giriş kısmı kalp gibi atıyordu.. “devam et” dedi, “sonra senin dediğin gibi yaparız..”.. konuya ben de az biraz yabancı isem de artık piston gibi pompalayarak başlayamayacağıma kani olmuştum. Önce biraz üstüne kaykıldım.. sonra biraz geri çekilip tekrar soktum.. sonra bir daha.. sonra neredeyse tamamen çıkacak kadar geri ve bir daha.. bu sırada inlemeye başladı.. zevk inlemelerinden biraz farklıydı tabi, bu defa acı da vardı işin içinde.. Sinemi kendime çekip elimi kalçasının yanından içeri soktum ve kızlığıyla oynamaya başladım… bu işleri biraz kolaylaştırdı.. “canın acıyor mu aşkım” diye sordum, ı-ıh gibi bir ses çıktı ama acıdan mı “hayır” demek için mi, tam anlamadım… bu sırada kendimi ve Sinemi yatak başına kadar geri götürüp, ben sabit olacak şekilde onu çekip itmeye başladım.. hızlandık.. hızlandık ama deliğinin darlığı hiç değişmedi, çok da yabancı bir duyguydu.. Sinem kafasını yatağa gömdü.. boşta kalan eliyle aradan uzanıp hem benim taşaklarımla hem kendi amıyla oynamaya başladı.. bu şekilde daha çok zevk almaya başladı (veya hiç almıyorken az da olsa almaya artık hangisiyse)… Yavaş yavaş uçmaya başladım.. Sinemi hareket ettirerek ulaşacağım maksimum hıza varınca biraz ileri itip kendim girip çıkmaya başladım yine.. Sinem’in inlemeleri çığlıklara (çakma çığlık olan) dönüştü.. hareketler sesler bibirine karışmaya başladı.. alnımdan vücudumdan ter damlamaya başladı etrafa.. bir defa daha gittim.. sanki bir anda akşam oldu… gözüm mü karardı… bir daha gittim.. saçma bir sözü kadınım diye bitirdiğimi fark ettim.. bir daha vurdum, sadece a-a-a! Diyebildim.. Bir vuruş daha ve artık ben de Sinem gibi yaradanımla sohbete başladım.. Sonra hepsi bir anda bitti.. nükleer patlama gibi zaman durdu sanki.. ağzım açık ama ses çıkmıyor.. göğsüm inip kalkıyor ama nefes almıyorum.. sabitim ama sanki 18 bin devir çeviren bir makine var içimde.. öyle kaldım… belimden bir yerden sikimin ucuna kadar yakan bir şey geçti sanki.. fışkırmaya, ama sanki daha 2-3 saat önce sabah minibüste boşalmış gibi değil de, ömrüm boyunca sperm biriktirmişim gibi fışkırmaya başladım.. bütün benliğim Sinem’in içine aktı.. devrildim üstüne…
Gözlerimi açtım, nedense kapattığımın bile farkında değildim.. Aynı anda Sinem’in de sesini duydum, bir cümlenin ortasından itibaren duydum: “…yor!” dedi.. “Yor!” diye bir cümle kurulmasının saçmalığını düşünürken tamamını tekrar etti bu defa: “Aşkım canım yanıyor!” parmaklarımı nasıl geçirmişsem beline, 10 tırnağım istisnasız girmiş içine, yana devrildim.. avizeye bakarak daha önce hiç nefes almamış gibi nefes almaya başladım yeniden.. Sinem bir süre kıçı bana dönük yan yattı, sonra yüzünü bana döndü bu defa, o da nefes nefese ve su içindeydi…
-“Nasıldı” dedi.. tam aynısını ben soracakken…
-“Muhteşemdi” diyebildim önce.. sonra ufak ufak baştaki yanlış anlaşılma aklıma geldi ve olurunu almışken fikir değiştirmesin diye yarı-gaz yarı-gerçek ekledim:
-“Gerçekten içine girip ikimizin de bu şekilde boşaldığını da görmek istiyorum bugün..”
Bana baktı.. dibime sokuldu.. “Senin için nasıldı?” diye sordum nihayet Allahın öküzü olarak..
-Başta biraz canım yandı, sonra güzeldi.. sen kukumla ve ben kendimle oynarkenki hali çok güzeldi neredeyse boşalacaktım.. sonra sen fazla hızlanınca yeniden canım yandı, söyledim ama duymadın.. sonra da boşaldın… hemen boşaldın Allahtan” dedi..
Kollarıma aldım, sıktım, saf kokusunu çektim içime.. “seni hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum dedim”.. derim tabi göt verdi kız neticede..
“ben de seni çok seviyorum, her şeyi senle yapmak istiyorum, senden başka kimse olmasın hayatımda, sana çok aşığım” dedi, kedigillerin kullandığı ses tonuyla.. daha sıkı sarıldım.. O an ağlamak üzereydim sevinçten.. Bu sözü bundan 2 yıl sonra bir akşam çok acı bir şekilde hatırlayacağımı bilmiyordum tabi o an.. Neyse.. Öyle kaldık.. uyuduk bi bir saat kadar..
O günün öğleden sonrası ve hatta akşam üzerisi bir sonraki yazıya.. tahmin edeceğiniz gibi büyük gün.. esenkalın..